Bir zamanlar, köyün en güzel yerinde, duvarları çiçeklerle kaplı küçük bir kütüphane vardı. Bu kütüphanede, insanlar hayatlarında aradıkları her cevabı bulabilecekleri büyülü bir kitap olduğunu söylerdi. Ancak kimse bu kitabın nerede olduğunu ya da neye benzediğini bilmiyordu.
Bir gün, 10 yaşındaki meraklı ve kitap okumayı çok seven Elif, kütüphanede gizli bir kapıyı fark etti. Kapının üzerinde şu yazıyordu:”Bilgiye ulaşmak isteyen, cesaretle bu kapıdan geçmeli.”
Elif tereddüt etmeden kapıyı açtı ve kendini tamamen farklı bir dünyada buldu: Bilgi Ormanı.
Bilgi Ormanı, altın yapraklı ağaçlar, uçan kitaplar ve konuşan hayvanlarla dolu büyülü bir yerdi. Elif, çevresine hayranlıkla bakarken, yanına bir baykuş kondu.“Hoş geldin, Elif,” dedi baykuş. “
Ben Bilgekanat. Burası Bilgi Ormanı. Buradaki kitaplardan birinin içinde, insanların her sorusuna cevap veren Gizemli Kitap saklı. Ancak onu bulmak için zeka, cesaret ve sabır gerekecek.”
Elif heyecanla, “Onu nasıl bulabilirim?” diye sordu.
Bilgekanat, “Önünde üç görev var. Her görevi tamamladığında, seni Gizemli Kitap’a bir adım daha yaklaştıracak bir anahtar kazanacaksın,” dedi.
Bilgekanat, Elif’i dev bir kitaplıkla dolu bir alana götürdü. Her rafta yüzlerce kitap vardı. Ancak kitaplardan birinin kapağında parlayan bir sembol vardı: bir yıldız.“Elif,” dedi Bilgekanat, “Yıldızlı kitabı bulman gerekiyor. Ancak kitaplar arasında doğru olanı bulmak için dikkatli düşünmelisin. Çünkü sadece bir tanesi doğru!”
Elif kitapları tek tek incelemeye başladı. Kitaplardan bazıları birbirine benziyordu, ancak bir tanesinde kapağın kenarında küçük bir yıldız işareti olduğunu fark etti. Bu kitabı açtığında, içinden altın bir anahtar çıktı. İlk görev tamamlanmıştı!İkinci
Elif, anahtarı aldıktan sonra bir nehrin kenarına geldi. Ancak nehrin üzerinde köprü yoktu. Suya baktığında, suyun üzerinde yazılar belirdi:”Doğru cevabı bulmadan köprü açılmaz. İşte sorunuz: İki kardeş var, biri ışık getirir, diğeri karanlık. Onlar kimdir?”Elif düşünmeye başladı. Işık ve karanlık… Bu bir bilmecedir! Ve cevap kısa sürede aklına geldi:“Gündüz ve gece!”Bu cevabı söylediği anda, suyun içinden altın bir köprü yükseldi. Elif, köprüyü geçerek ikinci altın anahtarını aldı.
Son görev, Zamanın Labirenti’nde gerçekleşti. Elif, saat şekilli taşlarla dolu bir labirentin içine girdi. Her taş, bir zamanı gösteriyordu: sabah, öğlen, akşam… Ancak çıkış kapısına ulaşmak için taşların doğru sırasını bulması gerekiyordu.
Elif, taşların üzerindeki sembolleri dikkatlice inceledi ve sabah, öğlen, akşam sırasını izleyerek labirentten başarıyla çıktı. Labirentin sonunda onu son altın anahtar bekliyordu.
Elif, üç altın anahtarla birlikte Bilgekanat’ın yanına döndü. Bilgekanat ona büyük bir ağacın altındaki eski bir sandığı gösterdi.“Gizemli Kitap burada saklı. Anahtarları kullanarak sandığı açabilirsin.”
Elif, sandığı açtığında içinden parlayan bir kitap çıktı. Kitabın kapağında şu yazıyordu:”Bilginin gücü, onu arayanın yüreğindedir.”
Elif kitabı açtığında, kendi sorularına cevaplar bulmakla kalmadı, aynı zamanda köyüne döndüğünde herkese yardım edecek yeni bilgiler öğrendi.
Sonuç:
Elif, cesareti ve zekası sayesinde Gizemli Kitap’a ulaştı ve Bilgi Ormanı’ndan geri döndü. Artık köyünde herkesin kahramanıydı. Bu masal, bilgiye ulaşmanın değerini, azimle çalışmanın önemini ve cesaretin gücünü anlatır.
Bir Yorum Bırakın